NİŞAN MERASİMİ GELENEKLERİ
Nişan merasimi gelenekleri, iki ailenin ve evlenmesi planlanan çiftin birbirlerini daha iyi tanımasını sağlar. Aileler, söz kesildiği gün nişanın ne zaman yapılacağını tespit ederler. Nişanın nerede yapılacağı, ve gelenekler, karşılıklı beklentiler konusunda anlaşmaya varılır.
Kız isteme ve söz merasimi gelenekleri rehberi
Eğer nişan merasimi bir salon veya otelde yapılacaksa nişan masraflarını kız tarafı, nikah için düğün masraflarını da erkek tarafı üstlenir. Günümüzde taraflar tüm masrafları paylaşmak konusunda da anlaşabilmektedir. Nişan arifesinde bir çiftin en önemli hazırlığı karşılıklı verilecek hediyeleri içeren nişan bohçasıdır.
Nişan Bohçası
Nişan merasimi için dışarda olacaksanız bile evde bir toplantıyla nişan hediyeleri teslim edilir ve gösterilir. Ülkemizde çok yaygın olarak evlilik öncesinde kız ve erkek tarafının gelin ve damat adayına nişan bohçası hazırlaması adettendir. Bu hediyeler artık şık bir valiz veya sandık içinde de sunulabiliyor.
Nişan bohçasına ne koyulur?
Nişan bohçası gelenekleri her yörede farklı uygulanmaktadır. Dolayısıyla, bohça hazırlığından önce karşı tarafın beklentilerini anlamakta yarar var. Genellikle nişan bohçalarında bulundurulan hediyeler aşağıda listelenmiştir. Unutulmamalıdır ki, nişan bohçası, ziyarete gelen misafirlere açılarak tek tek gösterilecektir; bu yüzden bohçanın gösterişli olması tercih edilir. Bununla beraber, geline alınacak kıyafet seti, ayakkabı gibi gelinle birlikte seçilmesi gereken hediyeler de ‘nişan alışverişi’ sırasında alınır. Nişan alışverişine gelinle beraber gelinin bir arkadaşı, damadın annesi ve varsa kız kardeşi katılır. Bohçanın gelin adayına ne zaman verileceği de yörelere göre değişmektedir. Nişandan önce, nişan günü veya nişan sonrası…
GELİN BOHÇASI
Erkek tarafının gelin adayına alacağı hediyeler
* (Tercihen saten) gecelik takımı ve sabahlık
* İç çamaşırı set
* Terlik ve ayakkabı
* Bir set kıyafet (etek- bluz vb)
* Makyaj malzemesi
* Cilt Bakım Seti
* Parfüm
* Çanta
* Havlu veya bornoz
* Nevresim takımı
* Ayna, tarak, fırça seti (gümüş vb)
* Nişan yüzükleri için tepsi ve makas
* Eşarp
Nişan bohçasına kıyafet koymak çok yaygın değil, genellikle ev içinde kullanılabilecek eşyalara ağırlık veriliyor.
Ayrıca,
* Nişanda giyilecek abiye kıyafet ve ayakkabı
* Nişan yüzükleri
* Takı seti
* Çikolata ve çiçek
Sabunluk, örtüler, hamam tası vb. alternatif olabilir. Gelin ve damadın anne ve babası için de hatırlandıklarını göstermek için hediye alınarak bohçaya yerleştirilebilir.
DAMAT BOHÇASI
Kız tarafının damat adayına alacağı hediyeler
* Pijama
* Robdöşambr
* Havlu veya bornoz
* İç çamaşırı, çorap
* Gömlek
* Kravat
* Kemer, cüzdan, anahtarlık seti
* Terlik
* Kol düğmeleri
* Traş seti
* Parfüm
* Mendil
Ayrıca,
* Nişanda giyilecek takım elbise ve ayakkabı
* Şık bir saat
Nişan Bohçası Alışverişi Nereden Yapılır?
Nişan bohçası için alınacak hediyeler, düğün ertesinde kullanılacak ürünler olduğu için, kayınvalide ve gelin adayı birlikte alışverişe çıkıp hediyeleri seçebiliyorlar. Nişan bohçalarını hazırlamak için İstanbul’da Eminönü ve Kapalıçarşı’ya uğramayı ihmal etmeyin. Her kalitede ve fiyatta alternatif bulabileceğiniz en ideal alışveriş mekanları buralarda yer alıyor.
İdeal olarak hafta içi bir gün tercih edin. Haftasonları Eminönü’nde kalabalıktan dolayı yürümek dahi zor olacağı için, elinizde alışveriş torbalarıyla çok sıkıntı çekersiniz. Pazar günleri de Kapalıçarşı’nın kapalı olduğunu unutmayın.
Tarihi Kürkçü Han’da çeyiz, nişan bohçası ve eviniz için aradığınız bir çok ürünü bir arada bulabilirsiniz. Yatak örtüsü, nevresim takımları, havlu, bornoz gibi banyo tekstilleri, gecelik, pijama takımları, masa örtüleri, taşlı salon takımları, perdeler, banyo takımları, banyo paspasları gibi eviniz için lazım olabilecek bir çok ürün Kürkçü Han’daki mağazalarda mevcut. Tüm bunların yanı sıra, Paşabahçe’nin outlet mağazasından uygun fiyatlara mutfak eşyalarınızı alabilirsiniz. Bu kadarla da kalmıyor. Kına gecesi ve söz, nişan gibi törenleriniz için bir çok malzeme de buradaki dükkanlarda mevcut. Listede neler olması gerektiği konusunda bilgi sahibi değilseniz, dükkan çalışanları sizi yönlendirecektir.
Diğer alışverişleriniz için de Şark Han’a mutlaka gidin. Nikah şekercilerin büyük çoğunluğu, buralardan aldıkları malzemelerle nikah şekerini hazırlıyorlar. Siz de daha uygun fiyata aynı ürünleri almak isterseniz, buraya mutlaka uğrayın. Mutfak, banyo malzemeleri dahi bulabileceğiniz çok katlı bir han.
Son olarak, Kapalı Çarşı’daki bir çok mağazada da ev ve bohça alışverişi için geleneksel ürünler bulabilirsiniz.
Fatih’te gelinlik mağazalarının olduğu yerlerde, nişan bohçası alışverişi de yapabileceğiniz bir çok mağaza mevcut. Alternatif olarak Fatih’te de alışverişinizi tamamlayabilirsiniz. Fatih’ten alışveriş yapmanın avantajı, haftasonları da açık olması.
Nişan Töreni
Nişan töreni, kız evinde yakın aile bireyleri arasında düzenleneceği gibi, dışarıda bir salon da kiralanarak daha kalabalık bir grup ile yapılabilir. Her durumda nişan masrafları gelin adayının ailesi tarafından karşılanır. Tören sırasında, gelin ve damat adayı davetlilerin ortasında, saygı duyulan bir aile büyüğü ile bir araya gelirler. Kırmızı kurdele ile birbirine bağlı olan nişan yüzüklerini bir tepside, genç bir kız tarafından tutulur. Aile büyüğü, kısa bir iyi dilek konuşması ertesinde yüzükleri takar ve bağlı oldukları kırmızı kurdeleyi keser. Alkışlar eşliğinde çift nişan fotoğrafı çektirir. Aile büyüklerinin elleri öpüldükten sonra, dans edilebilir. Nişan merasimi ertesinde gelin adayına inci veya pırlanta takı takılır, damat adayına da kız tarafı şık bir saat takar.
Çeyiz
Hayal gücünün, umudun, tatlı bir heyecanın, en önemlisi de emeğin ortaya çıkardığı bir sanat eseridir çeyiz… Bin bir çiçeğin, desenin, rengin buluştuğu bir cennet bahçesi gibidir eski çeyizler. Orada çiçekler, meyveler, kuşlar, arılar, kelebekler ve tüm renkler ölümsüzleşir. Doğaya ve onun yaratıcı gücüne, gizemine tutkundur Anadolu kadını. El sanatlarında sanki doğa ile yarışır. O nedenle en güzel el işlemeleri, oyaları ‘çeyiz sergisi’nde görülürdü.
Kız beşikte Çeyiz sandıkta
Eski geleneksel yaşamda sandık çeyizi, kız bebesinin doğmasıyla başlar ve genç kızın evlenmesine dek sürerdi. Bunun için de “Kız beşikte, çeyiz sandıkta” denirdi.
Sandığa önce bir don konurdu; kız ‘donansın’ diye. Bu inancın nedeni; çeyizi az olan kıza “Sen bize donsuz geldin” denmesidir. Bu sözleri hiçbir kadın duymak istemez. Kız bebesi doğar doğmaz sandığa don konmasının nedeni budur.
Ayak bileklerine kadar inen donun paçaları, nakışla bezenir. Donun lastik yerine geçen uçkurunun da iki ucu aynı şekilde bezenik olur. Don giyildiğinde, uçkurun işli iki ucu karın üzerine düşer. İşte bu uçkurlar üzerine sembolize edilerek nakışla resmedilen desenler; doğurganlığı, bereketi, aşkı, gücü, sağlıklı olma isteğini dile getirir. Anadolu’nun bereket tanrıçası Kibele gibi… Resimlerin bir kısmında görüldüğü gibi; renkler, bitkiler, çiçekler, dallar, budaklar, yapraklar, hayat ağacını temsil eden örnekler, bazı meyveler, arılar, kuşlar, yılanlar, akan sular, Osmanlıca yazılı dualar yaşamla ilgili birçok konuyu dile getirir.
El İşi Göz Nuru
İşte geleneksel çeyizler; çeşitli inanışlarla, ev içi üretimiyle ve kadın el sanatlarının yaratıcı gücüyle oluşturulurdu… Böyle bir çeyiz hazırlanırken; dokuma tezgâhları, çıkrıklar, mekikler, gergefler, tığlar, şişler çalışır; iplikler, teller, pullar iğne ucundan geçer, göz nuru dökülürdü. Geleneksel olan bu işleme türlerinden ‘hesap işi’, ‘tel kırma’, ‘sarma’ ; gümüş, altın simle veya ipekle yapılır; ‘ciğerdelen’, ‘ajur’, ‘sıyırtma’, ‘zincir işi’, ‘dolgu’, hepsi gergefte işlenirdi. ‘Hesap işi’nde bez, gergefe veya kasnağa gerilir. Renk renk ipekten çekilmiş iplikler iğneye geçirilir. Bezin telleri sayılarak belirlenen örnek, ilmek ilmek işlenirdi. ‘Tel kırma’ işi ise renkli, ince bez gergefe gerilir. Metal, gümüş rengi tel, kumaşa üstten ve alttan kırılarak geçer, yüzü tersi eşit olarak şekil alır ve işlenen telin kumaşa yerleşmesi için üzerine taşla vurulur. Tel kırma, pırıltılı ve gösterişli olduğu için daha çok gelin duvaklarında kullanılırdı. ‘Ciğerdelen’; kasnağa gerilen beze bir noktadan geçen iğne, çevresinde renkli bir daire oluşturur. İğne ve iplik aynı noktadan geçtiği için ortada gözle görülen bir delik oluşur. Kadının hayal gücü, güzeli arayıp bulma isteği, gizemli iç dünyası, inanılmaz fanteziler yaratırdı… Sanki kadının gönül bahçesinin mutluluk çiçekleri, renk renk çeyiz eşyası üzerinde açardı.
İç ve dış giyimine, yazmasına, gelin duvağına, peşkirlere, yağlıklara, desen desen nakşedilen ve işte böyle yıllar içinde hazırlanan ‘el emeği göz nuru’ çeyiz, sonunda görkemli bir sergiyle topluma sunulurdu.
40 günlük sergi
Bugün de önem verilen bu toplumsal ve sosyal gelenek; kadına el sanatlarının tüm dallarını 5-6 yaşındayken öğretmeye başlardı. Eğitmenleri, anneleri ve çevreleriydi. Böylece el becerileri geliştikçe, yaşları büyüdükçe kızlar arasında örnek, desen, renk, çeşitli oya türleri üretme yarışı başlardı. Böylece gençler, çeyiz sergilerinde yeni buluşlarını topluma sunarlardı.
Bu buluşlar, işlemelerde sonsuz bir desen zenginliğine neden olurdu. Ve bu çeyiz, 40 gün gezmeye açık tutulurdu. Böylece kadınlarla kızlar arasında kültür alışverişi sağlanırdı. Aynen bugünün sanat galerileri gibi, çeyizler aracılığıyla topluma hizmet verilirdi. Bazı çeyizler toplum üzerinde öyle iz bırakırdı ki, yıllarca unutulmaz ve oradan kopya edilen işlemeler sürer giderdi.
Bahşişsiz çeyiz verilmez
Özenle hazırlanan çeyiz, özel bir törenle alınırdı. Eskiden at arabaları, atlar, develer yörelere göre hazırlanır ve hepsine çanlar bağlanırdı. Bu özel müzikal sesi duyanlar “çeyiz gidiyor” derdi. Şimdi motorlu vasıtalar süsleniyor; çan yerine korna çalınıyor. Çeyizi almak için erkek tarafı, kadınlı erkekli sabah kuşluk vakti kız evine gelir ve çeyizi getirdikleri vasıtaya yüklerler. O sırada çeyiz sandığının üzerinde oturan gelinin kardeşi bahşiş almadan sandığı vermez. Sonunda her şey tatlıya bağlanır.
Sandıkla birlikte kızın yakın akraba kadınları da çeyiz sermeye, oğlan evine kafileyle birlikte giderler. Çeyizi, kız evinden gelen kadınlar sererler. Gelin odasının duvarları silmece el işlemeleri giysiler, oyalı yazmalarla süslenir. Çeyiz sermek de ayrıca büyük bir ustalık işidir. Çevrede her zaman iyi çeyiz seren, bilgili, usta kadınlar bulunur. Sergileme bitince ‘çeyiz altı’ eğlencesi başlar. Yenilir, içilir, oyunlar oynanır. Bu tören, yeni kurulan yuvanın bolluk içinde mutlu bir yaşam sürmesi dileğiyle son bulur.
Bir hafta sonra gelin gelince doğruca çeyiz odasına alınır. Damatla gelinin beraberlikleri, bu odada başlar. Sonraki günlerde isteyen gelir, çeyizi gezer. Geleneksel bir çeyiz sergisini gezerken, kadının dünyasının ne kadar ince, sanatkâr, renkli, pırıltılı, zarif, yaratıcı, süsleyici, güneş gibi, ay gibi, yıldızlar gibi ruhları aydınlatıcı olduğunu düşünürsünüz. Bu duygular içindeki kadın; el becerisiyle, gönül zenginliğiyle nasıl bir cennet yaratmıştır gerdeğe gireceği odasında ve yatağında…